Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

21 Aralık 2010 Salı

Bir Zamanlar Bir Üniversite Varmış...

Bundan çok değil, 2 sene evvel çeşitli düzeylerde 5139 öğretim elemanına, 6292 idari personele, 60027 ön lisans/lisans/lisansüstü öğrenciye sahip olarak, ülkesinin en büyük devlet üniversitesi olan bir üniversite vardı. Üniversitenin bütçesi yaklaşık 850 milyon MÜP’dü (Masal Ülkesi Parası). Böylesine büyük insani ve ekonomik kaynaklarla hareket eden bu üniversite, gel zaman git zaman tüccar zihniyetli, gözü ülkesini peşkeş çekerek kendi küplerini doldurmakta olan AK Haramilerin iştahını kabartmaktaydı. Ne yapalım, ne edelim diye düşünen AK Haramiler, bütünüyle özelleştirmenin mümkün olmadığı üniversitede, ilk olarak yemekhanenin özelleştirilmesine karar verdiler. Bunu duyan işçiler-akademisyenler-öğrenciler şehir meydanında toplanarak güçlü bir yemekhane boykotu örgütlediler ancak özelleştirmeyi engelleyemediler. Özelleştirme sonucunda birçok işçi işini kaybetti ya da üniversitenin farklı birimlerine gönderildi.

Sonra bu üniversiteyi yönetecek "işinin ehli" biri aranmaya başladı, tabi ki AK Haramilere yakın birisi olmalıydı. Uygun aday belirlendi, planlı programlı, seçim dışı kontenjanlardan yerine yerleştirildi ve görevine besmeleyle başladı. İlk temizliğin zamanı gelmişti, bazı öğrenciler uzaklaştırma alıp üniversiteye bile giremiyorken, yandaş öğrenciler sadece kınama cezası ile kurtuluyorlardı. Korkutma politikasından sonra sıra sıradanlaştırma politikasındaydı. İkinci büyük adım Öğrenci Kültür Merkezi'nin (ÖKM) kapatılması oldu. Altmış binin üzerinde öğrencisi olan üniversitenin yegane nefes alma kaynağı olan müzik, sinema, tiyatro, fotograf, resim vd. alanlarda faaliyet gösteren ÖKM’ye bağlı kulüplerin kapatılması, okulun kültürel-sanatsal faaliyetlerinin bütünüyle durmasına yol açtı. Öğrenci kulüpleri yönergesiyle kulüplerin yeniden açılması inanılmaz boyutta bürokratik işlemlere bağlandı ve disiplin cezası almış öğrencilerin kulüp üyesi olmasının önüne geçildi. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi ÖKM’nin 1992’den beri kullandığı binası Uzaktan Eğitim Merkezi’ne devredildi. Böylece öğrencilerin sosyalleştikleri, çeşitli alanlarda kendilerini geliştirdikleri tek mekan tamamen devre dışı bırakıldı (Neden şaşırdınız? Sanat insanı özgür kılmaz mı? Engellenmesi lazım!!!)

Son adım olan özelleştirmelerin tamamlanması için altyapı hazırlıkları hızlandırıldı. Artık üniversitenin her yeri "yap-işlet-devret" modeline geçecek, otoparklar paralı olacak, üniversitelerin çeşitli alanlarına sponsorlar bulunacaktı. Bu adımlar tamamlandıktan sonra ise aynı düşünce tarzıyla yetişmiş üniversite mezunu yeni nesillerimiz ile her geçen gün daha AK günlere kavuşacaktı.

Masalın aslını okumak isterseniz :
http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/akp-istanbul-universitesini-donustururken-haberi-37109  

Selamlar

1 yorum:

  1. aslını okudum böylece siteyide görmüş oldum.üye oldum ve bir kez daha gururlandım ki boynuz kulağı geçmiş diye

    YanıtlaSil