Türkiye | ||
Tem.10 | Tem.09 | |
Kurumsal olmayan nüfus (000) | 71 372 | 70 571 |
15 ve daha yukarı yaştaki nüfus (000) | 52 572 | 51 714 |
İşgücü (000) | 26 260 | 25 480 |
İstihdam (000) | 23 478 | 22 213 |
İşsiz (000) | 2 782 | 3 267 |
İşgücüne katılma oranı (%) | 50,0 | 49,3 |
İstihdam oranı (%) | 44,7 | 43,0 |
İşsizlik oranı (%) | 10,6 | 12,8 |
Tarım dışı işsizlik oranı (%) | 13,6 | 16,3 |
Genç nüfusta işsizlik oranı(*)(%) | 19,5 | 23,2 |
İşgücüne dahil olmayanlar (000) | 26 312 | 26 234 |
Gelir dağılımının düzeltilmesi için planlar yapılmadıkça, kalkınma planları uygulanabilir olmadıkça, gerekli kaynaklar oluşturulmadıkça bu oranların aşağıya çekilmesi mümkün görülmemektedir. Burada kişisel çabalardan çok, yönetimlerin stratejilerinin belirlenmesi ve uygun politikaların hayata geçirilmesi daha etkili olacaktır. İşte tam bu noktada ihtiyacımız olan, hakkımız olan şeylerin eksikliklerinden yakınmaya başlayabiliriz.
Hükümetlerin yoksulluğu azaltma konusundaki çalışmaları açık ve net olmadıkça, toplumun tüm kesimlerine (sadece yandaşlara değil) yayılmadıkça, sadece iç politikalarda değil, dış politikalarda da güçlü bir irade göstermedikçe gerekli düzelmeler sağlanamaz.
Maalesef ülkemizde yoksulluğu kader olarak gören, her seçim öncesinde, bu yoksulluğuna çare olduğu düşüncesiyle yapılan tek seferlik yardımlar ile gözü boyanan, muhtaç olarak yaşadığı sürece işe yarayacağı bilinen ve kullanılan bir kesim mevcut. Bu kesimin bunun bir kader olmadığına ikna edilmesi, herkesin eşit hakkı olduğunun anlatılması ve haklarını aramaları sağlanması bence verilmesi gereken en büyük mücadeledir.
Selamlar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder